KURUMSAL
SON DUYURULAR
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun
26 Ekim 2025
Kuleli Askerî Lisesi'nin 180. Kuruluş Yıldönümü
21 Eylül 2025
30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun
28 Ağustos 2025
Şanlı Yuvamız KULELİ ASKERİ LİSESİNİN 180. Kuruluş Yıldönümü
27 Temmuz 2025
Kuleli Askerî Lisesi’nin 180. Yılı Özel Şiir ve Resim Yarışması Duyurusu
27 Temmuz 2025
Şehit P.Kd. Yzb. H.Kaya ALDOĞAN
Baba Adı: Süleyman
Anne Adı: Fatma
Doğum Tarihi: 1913
Doğum Yeri: SUŞEHRİ
Medeni Hali: Bekar
Çocuk Sayısı: Yok
Eğitim Durumu: Kara Harp Okulu 1937 Mezunudur.
Özgeçmiş: Şehit P.Kd. Yzb. Halit Kaya Aldoğan, 1913 yılında Sivas'ın Suşehri ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası Mehmet Ali Bey , Çanakkale'de şehit düşmüştür. Kardeşi , kurtuluş Savaşı kahramanlarından olan General Sadık Aldoğan'dır. Kaya Aldoğan, 1935 yılında KULELİ ASKERİ LİSESİnden1937'de harp okulundan subay olarak mezun olur. 1940 yılında Çanakkale'nin Ezine ilçesindeki tümene tayini çıkar. Bu görevdeyken karşısına çıkan uçurumdan atını basit bir mekanizma ile karşıdan karşıya geçirmesini izleyen Nurettin Paşa, bu olaydan etkilenir ve kendisine "Kaya" adını verir. Ezine'de görev yaptığı dönemde eski belediye bakanlarından Rüşdü Bayrı'nın kızı Süheyla Hanım'la 1944 yılında evlenir. 1946 yılında yüzbaşı rütbesini alırken kayıtlarda ismi Halit Kaya Aldoğan olarak geçer. 1948'de ise Kıdemli Yüzbaşı olur. 16 Mayıs 1949 tarihinde Kaya Aldoğan'ın tayini Kuşadası'na çıkmıştır. Buradaki yeni görevi Kuşadası Askerlik Şube Başkanlığı olmuştur. Kaya Aldoğan bu görevindeyken, arkasına Sovyetler Birliği’nin ve Çin’in desteğini alan Kuzey Kore, 25 Haziran 1950’de Güney Kore’yi işgale başlar. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kuzey Kore’ye karşı askeri müdahalede bulunma kararı alır. 25 Temmuz 1950'de Türkiye, Kore'ye asker gönderme kararı alır. Birleşmiş Milletler Komutanlığı'na 4500 kişilik bir kuvvet vermeyi kararlaştırır. Kaya Aldoğan Kore Savaşı'na gönüllü olarak katılmaya karar verir. Bu kararın ardından 241. Piyade Alayı İkmal Bölük Komutanlığı'na tayin edilir. Daha sonra birliğiyle birlikte 26 gün süren deniz yolculuğunun ardından Kore'ye ulaşır.
Kaya Aldoğan'ın şehit oluşundan iki yıl sonra o zamanki adıyla Maarif Vekaleti olan Milli Eğitim Bakanlığı 14 Ağustos 1952 tarihinde 238 sayılı kararla Kore'de şehit düşenlerin isimlerinin okullarda yaşatılmasına karar verir. Buna dayanılarak şimdiki Halk Kütüphanesi'nde Kuşadası Ortaokulu adıyla faaliyet sürdürmekte olan okulun adı "Kaya Aldoğan Ortaokulu" olarak değiştirilir. 1961 yılına kadar burada eğitime devam edildikten sonra şimdiki yerine taşınır. Ortaokulun 1973 yılında liseye çevrilmesiyle birlikte okulun adı "Kaya Aldoğan Lisesi" olarak anılmaya başlar. 2013-2014 Eğitim yılından itibaren Anadolu Lisesi ünvanını alır. Kuşadası Belediyesi, ilçemizin simge isimlerini yaşatmak amacıyla yaptığı Vefa Etkinlikleri kapsamında, şehidimiz Kaya Aldoğan'a da yer verdi. Lisemizin önünde 19 Mayıs Atatürk'ü Anma , Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerinde Kaya Aldoğan'ın heykel açılışı yapıldı.
Şehadet Tarihi: 29 Kasım 1953
Şehit Olduğu Yer: Kunuri / Sinnimni / KORE
Kabir Yeri: Birleşmiş Milletler Anıt Mezarlığı
Rütbesi: Yüzbaşı
Şehadet Öyküsü: 25 Kasım 1953 günü Kaya Akdoğan'ın 1. Talimgah Bölüğü Tugay Karargahı ile birlikte Kunuri kasabasına yerleşir.Kunuri Savaşı Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı'ndan 28 yıl sonra girdiği ilk savaş olacaktır. 28 Kasım 1953 günü,Yüzbaşı Kaya Aldoğan'a bölüğüyle Kunuri'den hareket edip piyade taburlarımızın savaştığı Wavon Bölgesi'nin 5 km gerisindeki Sinnim-ni köyüne giderek mevzilenmesi ve geri çekilecek Piyade taburlarını himaye etmesi emredilir. Kaya Aldoğan hemen bölüğünü toplar ve Sinnimni'ye hareket eder. Harp okullarının Harp tarihi derslerinde Kunuri Savaşı'ndaki Türk Tugay'ının bu mücadelesi övgüyle anılmaktadır. Kaya Aldoğan'ın bölüğü savaşın bu kritik safhasında çok önemli bir görev icra edecektir. Zira üç piyade taburumuza çullanmış olan 38. Çin Ordusu'nun en öndeki tümenleri Kaya Aldoğan'ın bu küçücük bölüğüyle karşılaşacaktır. Yüzbaşı Aldoğan, ani baskın karşısında yanında bulunan askerleri süratle köyün içine dağıtmış, böylece köyün içine giremeyen düşman tereddüt göstererek ilerlemesini durdurmuştur. Kaya Aldoğan'ın bu saldırı esnasında 2. Tabur Komuta yerine giden 5. bölük erlerinden biri:" Talimgâhın yüzbaşısı sadece elindeki bombaları atmıyordu. Çinlilerin O’na attığı el bombalarını da patlamadan yerden alıp, iade ediyordu." diyerek Kaya Aldoğan'ın cesaretini övmektedir. Vakit gece yarısını gösterirken, Yüzbaşı Kaya Aldoğan sağ bacağından vuruldu.Vurulduğu esnada el bombalarını Çinlilere atmaya devam ediyordu.
Aşırı kan kaybetmeye başladığı için gücü tükenmişti. Son bir gayretle bir el bombasının pimini çekip düşmana atıyordu ki bu sefer bomba tuttuğu sağ elinden vuruldu. Elinde tuttuğu bomba infilak etti ve 29 kasım 1953 saat 02:00 sularında şehadete erdi.
241 nci Alay bölük komutanı Yüzbaşı Refik Soykut kahraman Şehidimiz Yüzbaşı Kaya ALDOĞAN ‘nın Hayatı ve Şehit Olmasını Şöyle Anlatmaktadır.
P. Kd. Yzb. Mehmet oğlu Halit Kaya Aldoğan ( Suşehri-Sıvas 1329 ( 1913). “ 30 Ağustos 1937 de harp okulundan subay olarak mezun olmuş ve , 30 Ağustos 1948’de Kıdemli Yüzbaşı olmuş, 11 Eylül 1950’de 241 nci Piyade Alayı İkmâl Bölük Komutanlığına tayin edilmiştir. Wawon boğazında çetin muharebeler devam ederken Talimgah birinci bölüğü, yani 241 nci Piyade Alayınının İkmâl bölüğüne Sinnim-ni köyünün
aranması, etrafının emniyete alınarak tugayın büyük kısımla burada geceyi geçirmesi için emniyetli hale getirilmesi görevi verilmişti. Bölük derhal işe başlıyarak bütün evleri aramış, şüphelileri toplamış, takımlarını yakın ve önemli tepelere göndererek emniyet tedbirlerini tamamlamıştı. Bütün bu işler karanlık basarken bitmiş, mevzilerde gerekli hazırlıklar yapılmıştı.
Bölük muharebe idare yerini yol kenarındaki okul binasında seçen Yüzbaşı Kaya Aldoğan, her iş bittikden sonra hizmet eri ödemişli Mustafa İçöz'e yatağını hazırlamasını da emretmişti. Cepheden çözülen birlikler Sinnim-ni köyüne girerken hepsini karşılayan
Yzb. Aldoğan, işgal ettiği mevzileri 2 nci Piyade Taburuna teslim ederek bölüğünü tugay karargâhı civarına getirmek emrini saat 21:00 sıralarında aldı. Devir işlerine derhâl başlanmış, bu iş karanlık olmasına rağmen 23:30 dan evvel bitirilmişdi. Okul binasının 100 m. kadar yakınında ufak bir tepeciğin eteğinde bölüğünü toplayıp istirahata geçiren Aldoğan, emrine tahsis edildiği bildirilen kamyonları aramakdadır. Vakit ilerlemekle beraber kamyonların nerede olduğuna dair malûmat toplayamamakdadır. Böylece 28 Kasım 1950 günü sona ermiş 29 Kasımda 1950’de ise saat ancak on dakika kadar ilerlemiş bulunuyordu.
Tam bu sırada düşman ateşi açılınca, Kaya Aldoğan derhal hizmet erinin tüfeğini alıp, bir tarafdan mevziye girerek hedef seçmeye çalışırken, diğer taraftan 70-80 metre kadar uzağındaki bölüğü ile irtibata geçmek istiyor. Fakat, düşman ateşinin kesafeti ile, biraz sonra hemen yakınında gördüğü hedefler buna imkân bırakmıyor, ve böylece Yüzbaşı Kaya her şeyi unutarak o tarafa ateşe başlıyor.
Ummadıkları istikametten birden bire ateş yiyince kızıllar büyük kayıplara uğruyorlar, ancak o kesimdeki adetleri kabarık olduğu için Aldoğan orada kafi neticeyi alamıyor ve uzun müddet düşmanla uğraşmak zorunda kalıyor. Bir müddet sonra tüfek cephanesinin azalması üzerine, Aldoğan hizmet erine bağırarak okul binasındaki el bomba sandıklarını yanına getirmesini emrediyor. Böylece elindeki bol cephane ile o, hakikaten geçilmez bir kaya halinde bir buçuk saatten fazla düşmanla boğuşuyor.
Gemide bu vakayı bana naklederken. Hizmet eri Mustafa İçöz; infilaklarla husule gelen parlamalar anında komutanında görebildiği açılmış kanlı gözleri, gerilen yüz adelelerini anlatabilmek için doğrusu epey sıkıntı çekiyordu. Bir tarafdan sürüne sürüne sandıkları taşırken, diğer taraftan etrafı gözetlemiş olan hizmet eri sağda solda artık kimseyi göremeyince komutanına :
Yüzbaşım etrafda kimse kalmadı, bu gâvurların biteceği yok. Çekilelim." diyor. Aldoğan ise on'a : “ Sen kendini, korumaya bak, yalnız bomba sandıklarını, buraya taşı" cevabını veriyor.
Çok geçmeden Mustafa içöz yüzbaşının tekrar :
“ Bacağım dan yaralandım her halde M ustafa" dediğini duyuyor. Can acısından olacak ki, Aldoğan’ın bombaları artık gittikçe yakına düşmeye başlıyor ve nihayet son bir tanesi bu metin, bu azimli subayın elinde patlıyor, yanına vardığı zaman Mustafa İçöz tanınmayacak kadar feci bir şekil alan komutanının aziz naş'ını mevziin içerisine çekerek uzattıkdan sonra orasını terkediyor.” Diye anlatmaktadır
241 nci Alay bölük II nci Tabur Karargah Bölük komutanı Yüzbaşı Nazmi Özogul kahraman Şehidimiz Yüzbaşı Kaya ALDOĞAN ‘nın Şehit Olmasını Şöyle Anlatmaktadır.
“ Yzb. Kaya Aldoğan'ın bölüğü SİNİMNİ köyün kenarında bulunuyordu. Birdenbire otuz metre ilerde bulunan derenin içinden düşman baskın tarzında ateşe başlayınca Yzb. Kaya Aldoğan, yanındaki hizmeteri ile beraber düşmana bomba savurmağa başladı. Bölüğü de düşmana ölüm ateşi saçıyordu.
Bir aralık ayağından bir kurşun ile yaralandı. Fakat onu düşmanın mermileri yıldırmadı. Bombalarını düşmana savurarak aldığı yaranın acısını kat kat çıkarmış ve bir adım geriye atmamıştır.
O bir Türk kumandanı idi. Öyle bir Türk kumandanı ki, bir er gibi döğüşmekten ve Türk'ün şerefi için canını vermeği esirgemiyen bir Türk kumandanı.
Vücudundaki takat, kanın akmasından eksildi. Fakat damarlarındaki kanın kuvveti onu şahlandırdı. Bombalarını savurdu. Bir bombayı sağ elinde emniyet maşasını çekmiş, düşman üzerine fırlatıyordu. Kahramanlar kahramanı Kaya Aldoğan'ın sağ eline isabet eden bir kurşunla, vücudunun son takatini sarfederken elindeki bomba patladı ve ebedileşen azizlerimiz arasına karıştı.” 2diye anlatmaktadır.

