Nutuk

Demirci Efe de harekete geçiyor

Efendiler, Demirci Efe, Ethem Bey’le haberleştikten sonra özel bir tavır takındı. Bu sezilir sezilmez, Güney Cephesi’nde bulunan Refet Bey süvarileri, derhal üzerine gönderildi. 15/16 Aralık 1920’de Dinar yakınındaki İğdecik köyünde, bir gece baskınıyla Efe’nin kuvvetleri dağıtılmış… Kendisi beş on kişiyle kaçmış. Efe, çok sonra bize sığınarak affedilmiştir.

Efendiler, Reşit Bey, 20/21 Aralık gecesi evinde dört kişiye, ordu birlikleriyle Kuva-yı Seyyare arasında bir çatışma çıktığı takdirde, subaylarımızla erlerimizi yanıltma görevi veriyordu. Bu dört kişi şunlardı: Yeni Dünya gazetesinden Hayri, Arif Oruç’un kızkardeşinin oğlu Nizamettin, Müşir Fuat Paşa’nın oğlu Hidayet ve arkadaşı Şükrü Bey’ler… Bunlar 21 Aralıkta trenle Eskişehir’e hareket ettiler. Yanlarında Ethem Bey’in kâtibi olan birisi de vardı. Bunların içinden biri, trenin hareketinden önce, gizlice istasyondaki kaldığım binaya gelip, bana durumu bildirdi.

Bu zat, propagandayı tertip ve yönetmekle görevliymiş. Başkanları Hidayet Bey’miş. Para harcama yetkisi de ondaymış. Durumu ihbar eden, yalnız olarak Kütahya’ya gidecek, Ethem Bey’den talimat aldıktan sonra Eskişehir’e dönecekti. Diğerleri Eskişehir’de bekleyeceklerdi.

Ben bu zata: «Biz Ethem Bey ve kardeşlerine karşı sevgi duyuyoruz. Onlar boş yere telâşa düşüyorlar. Bu teşebbüslerinden üzüntü duydum. Fakat Ethem Bey’in orduda bozgunculuk çıkarmak için vereceği talimatı bilmek isterim» dedim ve arkadaşlarıyla birlikte kendilerini hareketlerinde serbest bıraktım.

Eskişehir’de İsmet Paşa’ya, Afyon Karahisar’da Fahrettin Paşa’ya bilgi verdim ve bu adamların takip edilmeleri gereğini bildirdim.

İhbarcı, ihbarlarının doğru olduğunu sonradan davranışlarıyla ispat etmiştir.

Efendiler, Kâzım Paşa, Reşit Bey’le beraber Kütahya’da Ethem ve Tevfik Bey’lerle konuşma ve görüşmelerde bulunduğu zaman, Ethem Bey’in sözlerinden, bana önemli olan noktaları şöyle özetlemişti:

  • Ankara’daki hükûmet gayeyi gerçekleştirecek durumda ve güçte değildir. Bu hükûmete karşı uyuşuk davranmamız doğru olmaz.
  • Silâhla karşı koymamızın mahiyetini kötüye yoracaklardır. Fakat sonunda başarırsam herkes bana hak verecektir.
  • Refet Bey’le aramızda bir izzetinefis meselesi geçmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Refet Bey’in haysiyetine değer vererek bizimkini kırıyor. Herhalde Refet Bey’i önüme katarak Ankara’ya kadar kovalamak isterim. Ölürsem de bu takipte öleyim.
  • Biz çoktan bu işi yapardık. Fakat Reşit’in Ankara’da Meclis’teki durumu bizi aldatmıştır. Meclis’in ne önemi ve ne hükmü vardır?