Nutuk

Ethem ve kardeşleri zaman kazanmak için bizi yanıltmaya çalışıyorlardı

Gerçekte mesele çözülmemişti. Yapacağım açıklamalardan anlaşılacaktır ki, Ethem Bey ve kardeşleri zaman kazanmak için bizi yanıltmaya çalışıyorlardı. Maksatları mümkün olabildiği kadar yeniden kuvvet toplamak; Düzce’de bulunan Sarı Efe kuvvetleriyle Lefke’de bulunan Gök Bayrak taburunun kendilerine katılmasını ve Demirci Mehmet Efe’nin de kendileriyle birlikte isyan etmesini sağlamak; bir yandan da cephe komutanlarını değiştirmek, ordudaki subay ve erlerin kendilerine karşı koymamaları için propagandaya fırsat bulmaktı. Gerçekten de, Simav ve Bölgesi Komutanı, Simav’a gitmek üzere Kütahya’dan geçerken, Ethem ve Tevfik Bey’ler tarafından durdurulup, kendi emirleri altında ve gösterecekleri yerde hizmet ettirilmek üzere Kütahya’da kalması emredilmiştir. Bu emirlerinin onaylanması gereğini de 10 Aralık 1920’de Cephe Komutanlığı’ndan istemişlerdir. Görülüyor ki, her şey yoluna girdi denildiği halde, başlangıçtaki itaatsizlik durumu aynen devam etmekteydi.

Ethem Bey, Konya, Ankara, Haymana dahil her tarafa ellerinde özel şifreler bulunan ve «irtibat subayı» adını taşıyan birtakım memurlar göndererek yeniden silâh ve hayvan toplamaya başladı. Bunlara verdikleri görev ve hükûmet memurlarına yaptıkları tebligat hakkında bir fikir edinmek üzere, örnek olarak, 7 Aralık 1920’de Ankara’nın kuzeyindeki Kalecik Kaymakamına gönderdiği yazıyı aynen okuyayım:

Kütahya, 7.12.1920

Kalecik İlçesi Kaymakamlığı Yüksek Katına

Kuva-yı Seyyare müfreze komutanlarından olup aşağıda kimliği yazılı İsmail Ağa, zâtıâlinizin ilçesi dahilinde Kuva-yı Seyyare’ye bağlı izinli ve izinsiz mücahitlerle yeniden silâh ve hayvan toplayarak bize katılacak olan vatanseverleri alıp getirmek üzere görevlendirilerek Kalecik’e gönderilmiştir. Kendisine vatan için gerekli her türlü yardımın yapılmasını ve kolaylık gösterilmesini rica ederim, efendim.

Umum Kuva-yı Seyyare Kütahya Havalisi Komutanı

Ethem

Batı Cephesi Komutanı’nın, Kuva-yı Seyyare Komutanlığı’ndan eldeki cephane miktarını ve son Gediz savaşında ne kadar topçu cephanesi sarf edildiğini sorması üzerine, Kuva-yı Seyyare Komutan Vekili Tevfik imzasıyla 11 Aralık 1920’de «bu yazışınızdan bize güvenmediğinizi anlıyorum. Cephane ne yenir ne içilir; ancak düşmana atılır. Böyle bir güven meselesi akla geliyorsa, cephane göndermeyebilirsiniz» şeklinde cevap verilmekte idi.

Efendiler, burada ufak bir noktaya dikkatinizi çekeyim. Görüyorsunuz ki, Ethem Bey, cephede ve kuvvetinin başında olduğu halde, Tevfik Bey yine vekil olarak yazışma ve işlemler yapıyordu. Bir tek kuvvet üzerinde aynı yetkide iki ayrı komutan…

Cephe Komutanı, 13 Aralıkta, sorulan soru ve alınan cevap suretlerini bilgi için bana göndermişti. Hükûmetçe, anahtarı olmayan şifrelerle özel şifreler kullanılması genellikle yasaklanmıştı. Halbuki, Ethem Bey’in özel memurları ve milletvekillerinden bazı arkadaşları, bu yasağa uymadan şifre haberleşmelerine devam etmekte idiler. Pek tabiî bunlara engel olundu. Bunun üzerine, Ethem Bey, İsmet Paşa’ya yaptığı 13/14 Aralık 1920 tarihli bir müracaatında: «Bazı ihtiyaçlar ve benzeri eksikler için Ankara ve Eskişehir Kuva-yı Seyyare irtibat subaylarına çekilen telgrafların durdurulmakta olduğu anlaşılmıştır.

Haberleşmelerimizin yasaklanması veya güçlüğe uğratılması şeklindeki işlemlere lütfen son verilmesini rica ederim» diyordu. Halbuki, irtibat subaylarının açık haberleşmeleri yasaklanmamıştı. Yasaklanan, özel şifreli haberleşmeydi.

Ethem Bey’in sözünü ettiği Ankara ve Eskişehir’deki subayların hiçbir haberleşmeleri yasaklanmış ve bu subaylar tarafından da Ethem Bey’e şikâyette bulunulmuş değildi. O günlerde, Eskişehir’e çektirilmeyen bir özel şifre vardı. Fakat o, komutan ve milletvekili diye imza atan Ethem Bey’in bir arkadaşının şifresi idi. Onun için İsmet Paşa, Ethem Bey’e verdiği cevapta bunu kendisine haber verenin kim olduğunun bildirilmesini istemişti;