Nutuk

Londra Konferansı’na katılmamız

Efendiler, Dışişleri Bakanı olan Bekir Sami Bey ‘in başkanlığı altında ayrıca ve müstakil bir delege hey’eti kuruldu. Hey’et, Londra Konferansı’na özel olarak davet edildiğimiz takdirde katılmak üzere ve bu arada geçecek zamandan da yararlanmak maksadıyla, Antalya üzerinden Roma’ya hareket ettirildi.

Hey’etimiz, İtalya Dışişleri Bakanı Kont Sforza vasıtasıyla, konferansa resmen davet edildikleri kendilerine bildirildikten sonra Londra’ya gitmiştir.

Londra Konferansı, 27 Şubat 1921’den 12 Mart 1921’e kadar devam etti. Hiçbir olumlu sonuç vermedi.

İtilâf Devletleri İzmir ve Trakya’daki nüfus durumu ile ilgili olarak kendileri tarafından yapılacak bir araştırmanın sonucunu kabul edeceğimiz yolunda bizden söz almak istediler. Delege hey’etimiz önce bunu kabul etmişti. Fakat Ankara’dan yapılan uyarı üzerine, sonradan, araştırmanın yapılmasını Yunan idaresinin buradan çekilmesine bağlamak teklifinde bulundu.

İtilâf Devletleri’nin, Sévres Antlaşması’nın diğer hükümlerinin tarafımızdan samimiyetle ve itirazsız olarak uygulanmasını sağlamak istediği anlaşılmıştı. Delege hey’etimiz bununla ilgili tekliflere de red niteliğinde cevaplar vermişti.

Yunan delegeleri araştırmayı hiç kabul etmemişlerdi. Bunun üzerine, İtilâf Devletleri, Türk ve Yunan delege hey’etlerine bazı teklifleri içine alan bir proje vererek, hükûmetlerinden, bu projeler için alacakları cevapların, Konferans’a bildirilmesini istemişlerdi.

Bizim delege hey’etimize verilen projede, Sévres Antlaşması hükümlerinde yapılacak değişikliklerle ilgili şu noktalar vardı: Bize bırakılan jandarma ve özel birliklerin sayısını bir parça artırmak.

Memleketimizde kalacak yabancı subayların sayısını biraz azaltmak. Boğazlar bölgesini biraz ufaltmak. Bütçemiz üzerine konmuş bulunan sınırlamaları biraz hafifletmek. Bayındırlık işleri ile ilgili imtiyaz verme hakkımız üzerine konmuş sınırlamaları da biraz hafifletmek. Bundan başka, adlî kapitülasyonlar, yabancı postaları, Kürdistan… ile ilgili olarak Sévres tasarısında değişiklikler yapılmasını ümit ettirecek bazı belirsiz vaatler.

Bu teklifler projesinde, Ermenistan sınırlarının tespiti işi, Birleşmiş Milletler’in göndereceği bir komisyona bırakılmakta idi. Sözde İzmir ili bize geri verilecekti.

Fakat İzmir şehrinde bir Yunan kuvveti bulundurulacak, İzmir ilinin güvenlik işleri, İtilâf Devletleri subayları tarafından idare edilecek, bu ildeki jandarma kuvveti, nüfus oranına göre çeşitli unsurlardan kurulacak, şehre Birleşmiş Milletler tarafından bir Hristiyan vali tayin edilecek, İzmir ili Türkiye’ye gelirinin çoğalmasıyla artacak bir yıllık vergi ödeyecekti.

İzmir ili için teklif edilen bu çözüm şekli, beş yıl sonra, taraflardan birinin isteği üzerine Birleşmiş Milletler’ce değiştirilebilecekti.