Nutuk

Lozan Barış Konferansı’na Tevfik Paşa ve arkadaşları da katılmak istiyordu

Daha önce bilginize sunmuştum ki, saltanatın kaldırılması, Lozan Konferansı’na İstanbul’dan da bir delegeler hey’etinin davet edilmesi ve İstanbul’un, yani Vahdettin, Tevfik Paşa ve arkadaşlarının da böyle bir daveti, Türk milletinin büyük emeklerle, fedakârlıklarla elde ettiği kazançları küçültmek, belki de anlamsız kılmak pahasına da olsa, kabul etmelerinden ileri gelmişti.

Tevfik Paşa, önce bana bir telgraf çekti. 17 Ekim 1922 tarihli bu telgrafta, Tevfik Paşa, kazanılan zaferin, bundan böyle İstanbul ile Ankara arasında anlaşmazlık ve ikiliği kaldırmış ve milli birliğimizi sağlamış olduğunu yazıyordu.

Yani Tevfik Paşa demek istiyordu ki: «memlekette düşman kalmadı; o halde, padişah yerinde, hükûmet onun yanında; millete düşenin de bu makamların vereceği emirlere uymaktır.

Böyle olunca da, elbette birliğe engel bir şey kalmamış olur.» Yalnız, Tevfik Paşa, Ankara’dan biraz daha yardım istemek akıllılığını gösteriyordu. O da, Barış Konferansı’na İstanbul ile Ankara’nın birlikte davet edilmiş olması dolayısıyla, daha önce benden çok gizli talimat almış bir kimsenin elden gelen sür’atle İstanbul’a gönderilmesini sağlamaktı.

Tevfik Paşa’ya verilmek üzere, İstanbul’da Hamit Bey’e çektiğim telgrafla: «Tevfik Paşa ve arkadaşlarının devletin siyasetini bulandırmaktan vazgeçmemelerinin ne büyük bir sorumluluk doğuracağının aşikâr bulunduğunu» bildirdim.

Ne yazık ki, Hamit Bey, bu telgrafın aynen Tevfik Paşa’ya bildirilmesi gerektiğinde kararsızlığa düşmüş, bunu kendisine gönderilen talimat sanmış; bununla birlikte bu telgrafımda yazılanlar çerçevesinde, Tevfik Paşa’ya üç gün içinde beş defa tebligatta bulunmuş; hattâ Tevfik Paşa ve çalışma arkadaşlarının konferansa delege göndermeleri için gazetelere, ajanslara, verilmesi gereken demecin esaslarını bildiren bir müsveddeyi bile kendilerine göndermiş.